ANNE OLMADAN ÖNCE İYİ DÜŞÜNÜN
Her zaman isteyip de olamayacağım, dünyanın en güzel duygusudur. Paha biçilemez ve kutsaldır. Bir kadının yaşayabileceği mutluluğun doruk noktasıdır. Tanrının kadınlara verdiği en büyük lütuftur ve bir erkeğin hediye edebileceği en güzel sıfattır. Kadın ayağının altına cennetin serildiği andır fakat tanrının neden bu kadar büyük bir gücü her kadına verdiğini sorgulayıp günaha girdiğim bir olgudur. Her önüne gelenin almaması gereken bir sıfattır bu. Her kadının olmaması gereken kutsal bir meslektir. Şayet tam tersi olsaydı çöpten bebek cesetleri toplanmaz, cami avlularında bırakılan bebekler olmazdı. Kimi doğurur bakamaz, kimi bakar ama doğuramaz, kimi nasıl büyüteceğini bilemez, kimi pek çocuk yapıp sefaletin içine düşürür kendini ve evladını, kimi hiç umursamaz bu durumu...
Bu sıfata sahip olmadan önce çok düşünülmesi, tartışılması ve bu uğurda karar alınması gerekir. "Ne olacak lan doğururum" diyerek, sonrada saldım çayıra mevlam kayıra olmaz ki illa doğurmak şart değildir, evlat edinilebilir. Anne olmadan önce sorumlulukları üstlenmeye hazır olmak gerekir. Çünkü; cesaret, özveri, sabır, akıl, yeterlilik gibi kavramları beraberimde getirir. Sırf çocuk sahibi olmak hevesi veya karşı cinsi kendine bağlama kaygısı olmamalı. Aksi halde bu statüye erişmenin hiç bir anlam ifade etmediği ve ilerleyen zamanlarda sıkıcı bir hal aldığı hatta hayatı bezdiren bir neden haline geldiği görülür.
Anne olmak; çocuk bu, düşe kalka büyüyecek ne var bunda lafını unutmak, defterden silmek, duymaktan nefret etmektir. Sanat eseri edasıyla evladını geliştirmek, sevgiyi, acıyı, tatlıyı vs bütün duyguları sabırla aktarmaktır. Oyunun sen yorulduğunda değil, onun sıkıldığında bittiğini bilmektir. Bebeği ilk kucağa alışta "gördüğüm en güzel bebek" demektir. Üşüdüğün halde evladını sarip sarmalamaktır. Öpücükle yaraları iyileştirme yeteneğine sahip olmaktır. Güzel yüzünüzü kaç yıl sonra görebileceğinizi merak etmektir. Gece yastığa kafayı koyunca önceki hayatınızı hatırlayamamaktır...
eline sağlık kardeşim,çok güzel bi yazı olmuş. yazılarının devamını bekliyorum
YanıtlaSilEllerine sağlık, çok iyi anlatmışsın her şeyi. Ama şöyle bir şey var ki isteyen herkes anne olamıyor. Evli olup da 18 yıldır çocuğu olmayan insanlar tanıyorum. O kadının yalnızlığı, etrafında bebek bekleyen kadınlara buruk bşr gülüşle bakışı... Annelik kutsaldır. Eğer varlığından haberdar olduğun andan beri onu karnında koruyup kollamays başlıyorsan, ultrason cihazında fasulye tanesi kadar olsn hsliyle onu görmenin heyecanını yaşıyorsan senden iyi bir anne olur demek. Kimisi yalnışlıkla yapıyor çocuklarını, kimisi ise dediğin gibi eşleri ona bsğlı olsjn diye. Bu süre zarfında ise olan çocuğa oluyor. Eğer dediğim duyguları hissetmeyip çocuğunu salla pati büyütüyorsa ahiret de de allah ona göre verecek cezasını. Ama şöyle bir durum var ki,çocuğunu isteyerek ya da istemeyerek doğduğu zaman sokağa atan annelerin sırf dokuz ay karnında taşıdığı için bile büyük bir hakkı var. Anne olmayı düşünmeden önce insan vicdanına bakmalı. Çünkü anne olduktan sonra sabah kalkıp da akşam yatana kadar aklında olan tek varlık canından kopan parça oluyor... ☺ ;)
YanıtlaSilTeşekkür ederim, güzel düşüncelerinle bana destek olduğun için. :)
SilBu arada anne olmak için doğurmak şart değil, evlat edinilebilir.
Anne olmadan yazabilmen ilginç
YanıtlaSilBen yazarım. :))
Sil