ÇIKMAZA VARMAK
Bir bina daha... Tüm kapıları tek tek çalıyorum. Merhaba.
Sadece bozuk ziller... Cenaze marşı, iyi günler sana!
Hangi kapıya yöneldimse suratıma indi açılmadan,
Sarı saçlı bir kadından merhaba. Çocuğunuz çok şeker.
Ya söyleyin de biraz daha nazik olsunlar. Bir elinde elma
Diğer elinde hamile bir kadının eli. İniyor beline kadar
Pürüzsüz bir şalın mavi rengi. Evet, bebe size benziyor.
Nerede bu bey efendi? Yüzü der gibi uzun yollara gitti.
Çok sürmedi, tüm kapılar aynı. Saydım saydım
Yolum hiç şaşmadı. Kadın elini uzattı bir anda.
Merhaba, merhaba... Arkasından bir hayta bakıyor iri iri
Gözleri aynı Attilla, Mete gibi. Aynı size benziyor hanım,
Efendi nerede efendi? Çıkmaza vardı gözleri,
Göremedim bir hüzün yahut mutluluk. Konuşmadı,
Gözlerindeki çıkmaza vardım. Mavi sandım
Girdap sanki kurtulamadım ve çalmadım bir kapı daha.
Ayrıca bir gönül daha, bir gönül derken binler de aynı.
Bir sabah daha ve yine hamile kadın... Daire çizer
Durur süreğen adımlar. İşte bir kapı daha, anladım.
Çıkmazdan kurtulmam için önce çıkmaza varmalıyım.
Yorum Yaz